My Photo Graveyard.

In writing my previous story, I really began to understand how many of my photos have never and will never see the light of day. I have thousands of photos that I have never even tried to edit, but I…

Smartphone

独家优惠奖金 100% 高达 1 BTC + 180 免费旋转




CEVABI ZOR SORULAR

Selam! Yine ne yapacağıma karar veremediğim bir anda yazı yazmaya karar verdim. Bu gün size bahsetmek istediğim konu ise enler, favoriler artık siz nasıl adlandırırsanız. Hayatımın hiçbir döneminde favorilerini net olarak belirleyebilen bir insan olmadım. En sevdiğim renk, en sevdiğim yemek, en sevdiğim içecek ve daha pek çok şeyin benim için net bir cevabı yoktu.

Başlarda bunun benimle ilgili bir problem olduğunu, kendimi iyi tanımadığım için nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığımı yeterince iyi bilmediğimi sanırdım. Yapmaktan keyif aldığım esas şeyleri bulmak benim için uzun bir süreçti zaten. Bir şeyi sevdiğimden emin olmak için ne kadar uzun süre yaparsam yapayım keyif almaya ilk gün ki gibi devam etmeliydim. Bu soruların cevabını bulmamda kısacası kendimi tanıma sürecimde üniversitede olmamın bana çok şey kattığına, yeni bir yerde yaşıyor olmamın, yeni insanlar tanıyıp farklı görüşler öğrenmemin ufkumu çok genişlettiğine inanıyorum. Üç yıl önceki Ayşenur’dan daha iyi tanıyorum kendimi artık. İnsanları daha iyi yorumlayabiliyorum. Üniversite tercih dönemimde ailemin yanından ayrılmak en son istediğim şeydi fakat bir öğretmenim bana hep yeni bir yere gitmemin ufkumu genişleteceğini, beni geliştireceğini söylerdi. Her ne kadar istemeyerek ve mecbur olduğum için gitmiş olsam da gittiğim için son derece mutluyum.

Bu süreçte hiç tanımadığın insanlarla aynı odada kalmak gerçekten basit ama sıra dışı bir deneyim. Yaşadığım alanda nelerin varlığından hoşlanıp hoşlanmadığımı da öğrendim her sabah altıda çıkmaya başlayan gürültülere tahammül etmeyi de. Kendi ayaklarımın üstünde durmayı da. Pandemi sürecinde evde olmanın beni en mutlu eden yanlarından biri kendime ait bir odaya sahip olmam oldu. Konumuzdan biraz saptık sanırım…

Aslında enlere cevap vermek kadar zor olan bir diğer şey de ‘Daha’. Hangisini daha çok seviyorsun? Anneni mi, babanı mı? Hemen hemen her çocuğa sorulan en zor ve berbat soru belkide budur. İnsanları tercih etmek zorunda bırakmak şüphesiz çok zordur. Hele arada ayırt etmesi zor ince bir çizgi varsa. Ben bir terazinin bir kefesine anneme olan sevgimi diğer kefesine babama olan sevgimi koyduğumda terazi hep dengede kalıyor. Unutmayın terazinin bir tarafı her zaman ağır basmak zorunda değildir. Bence problem tamamen bu kalıplarda bir rengi, bir yemeği bir filmi, bir şarkıyı diğerlerinden daha çok sevmek zorunda mıyız sizce? Bir insan hem kırmızıyı hem sarıyı aynı anda çok sevemez mi?,

Aslında bunla cevabı olmak zorunda olmayan sorular, hatta sorulmaması gereken sorular. Fakat insanoğlu her zaman olduğu gibi bir şeyleri hep zorlaştırıyor. Kendime bu soruları sorup cevabını aradığımda hep içim daralır, sıkılırım. Aslında çözüm basit. Bu soruları ne kendimize nede bir başkasına sormamalı.

Add a comment

Related posts:

Progress update 9

Hey Ziber community! It has been a while since our last update. With the Summer and the state of the market, news has not been coming as fast and furious as it was before, but now we’ve got some…